9.23.2008

ada sonbaharı - bir


g. beni yokuşun başında bekliyordu.
benim tiril tiril bluzüme nazire yaparmış gibi kışlık bir montla dimdik duruyor ve bekliyordu.
mütevazı çantamı görünce "bak benim loren çantama, her şeyim var benim" dedi.
o ve ö'yü de bir başka yokuşun sonunda alıp yola çıktık.
gerçekten her ama her şeyimiz vardı, yollar bomboştu, hava çok nefisti.
ayçiçeği tarlalarının, kavunların arasından geçtik, saat 3'e doğru ö, yanıma kıvrılıverdi.
4'te denizin ortasındaydık. g. vapurun zincirinden gelen sese bok atarak geçirdi vapurdaki 1 saatimizi.
5'te artık sadece g. vardı neredeyse, kendi başına konuşuyordu, yangında bitmiş ağaçlar hakkında, deniz, yollar ve redbull'un ne kadar kötü bir içecek olduğu hakkında konuşuyordu. yanından geçen tek tük arabalara küfür edip hareket bile çekti bi' ara.
7'ye çeyrek kala tam olarak olmamız gereken yerdeydik.
saat tam olarak kaçta içmeye başlayacağımızı hesaplayıp biraz uykuya daldık.
başlamak için saat 2 iyiydi.

Hiç yorum yok: