6.24.2008

"neden burdaydık" simülasyonu


karanlık, küçük bir odada, beş adet ekranlı bir masanın başında 12 kişiyiz. başında dediysem, masanın başı-kıçı mı kaldı bir yandan da?

herkes ekranı, ben herkesi izliyorum.

mesela şu balık etinden hallice kadın, benim apartman arkadaşım t'ye benziyor. ama t. şu anda bir kamu kuruluşunda dirsek çürütüyor. o abla da bizim çocuğun başında dikilmiş, o işin gerçekten öyle olup olmayacağını soruşturuyor.

saçları fazla boyadan "tülük tülük" olmuş. ruju muhtemelen üç buçuk sene önceden kalma, dudağını ziyadesiyle çatlak gösteriyor. eğer bir kocanın karısıysa, adamı iki saatte bir telefonla arıyordur. eğer çocukları varsa, "anneniz size kurban olsun" diye seviyordur onları. ama bana o işin, o zamandan daha önce yetişip yetişmeyeceğini sorarken, pek işbitirici. öğrenilmiş işbitiricilik, sırıtıyor. kafa yukarıda, omuzlar gergin...

biz burda hep beraber durmuş, sarı, "biribiri" diye ses çıkaran saçma yaratıkların neleri yapıp yapamayacağına bakıyoruz.

hepimiz. acayip ciddi bir iş üstündeymişiz gibi davranıyoruz, ama mevzumuz o sarı şey işte.

onlara bakanlardan birisi de benim apartman arkadaşım t. âdeta.

t'nin bir kızı var, bir de kocası. kızı, gecenin yarımında uyanıp "anne, bana tayuk yap" diyor.

buradaki abla da "bakın, eğer yapamayacaksanız, şu andan söyleyin, önlemimizi alalım" diyor.

oradaki sakallı adamlardan birisi "bu karakter, biz istesek kamasutra hareketleri de yapabilecek mi?" diye soruyor. insanı kamasutradan soğutuyor.

ablaya bakıyorum, soruyu kafasıyla onaylıyor, meraklı bir de...

bir an gülesim geliyor. gözlerimi belertmekle yetiniyorum şimdilik.

Hiç yorum yok: